Birleşmiş Milletler (BM) Kadınlara ve Kız Çocuklarına Yönelik Şiddet, Sebepleri ve Sonuçları Özel Raportörü Reem Alsalem, hazırladığı Türkiye ülke raporunu Haziran 2023’te BM İnsan Hakları Konseyi 53’üncü oturumunda sundu. Kadının İnsan Hakları Derneği olarak hazırlık ve yazım süreçlerinde aktif katkı sunduğumuz raporun sunulduğu oturumları yüz yüze takip etmek ve oturumlarda İnsan Hakları Konseyi’ne hitaben sözlü bildiride bulunmak üzere biz de Cenevre’de Birleşmiş Milletler’deydik.
Hatırlanacağı üzere, BM Özel Raportörü Reem Alsalem Türkiye üzerine ülke raporu yazacağının bilgisini kamuoyuyla paylaşması ve sivil topluma katkı sunması için çağrı yapmasını takiben biz de KİH olarak Raportöre sunmak üzere Türkiye’de toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık ve şiddete ilişkin mevzuat ve uygulamaya yönelik analiz ve yorumlarımızı içeren kapsamlı bir yazılı katkı hazırlamış ve bunu sitemizde de yayınlamıştık. Yazılı katkıların sunulmasının ardından Özel Raportör Temmuz 2022’de Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulundu ve bu kapsamda çeşitli illerde bir dizi saha ziyareti gerçekleştirdi. Özel raportör’ün Türkiye ziyaretinde bulunacağı bilgisine ulaşır ulaşmaz biz de İstanbul’da Kadının İnsan Hakları Derneği olarak kendisi ile hem özel hem de sivil toplumla birlikte 2 ayrı yüz yüze görüşme gerçekleştirdik ve hazırladığımız kapsamlı bilgi dosyasını kendisine sunduk. Daha sonra 2023’te Özel Raportör ile bu kez feminist ve LGBTİ+ örgütlerini de davet ettiğimiz bir çevrimiçi toplantı daha düzenledik ve bu toplantıda Özel Raportör’e Temmuz 2022’deki ülke ziyaretinden beri geçen süreçte başta Anayasa değişikliği tartışmaları olmak üzere ülkede toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin yaşanan güncel gelişmeleri aktardık.
BM Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörü Alsalem saha ziyaretleri ve sivil toplum görüşmeleri sonucu tamamladığı Türkiye ülke raporunu BM İnsan Hakları Konseyi’nin 53’üncü oturumunda Cenevre’de sundu. Hükümete İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını geri almaya ve diğer uluslararası insan hakları yükümlülüklerini yerine getirmeye çağıran Özel Raportör, hükümete şiddetle mücadelede yargı, kolluk ve idare arasında kurumlar arası güçlü bir koordinasyon mekanizması kurması tavsiyesinde bulundu. Şiddetle mücadelede ayrıştırılmış verilerin olmaması, cezasızlığın yaygın olması, sığınak sayısının yetersizliği ana dilde hizmet alamama gibi temel konularda eksikliklere dikkat çekilen raporda hükümete şiddetle mücadelede yükümlülüklerini hatırlatan bir dizi öneriye yer verildi. Kız çocukları ve kadınların güvenli kürtaj başta olmak üzere cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerine erişiminin sağlanması gerektiğine de dikkat çeken raporda Özel Raportör hükümeti ayrıca kadın hakları savunucularının ve sivil toplumun faaliyetlerini özgürce yürütebilmelerini sağlamak için ifade, örgütlenme ve gösteri haklarına saygı duymaya çağırdı.
Kadının İnsan Hakları Derneği olarak Türkiye ülke raporunun sunumunu Cenevre’de İnsan Hakları Konseyi’nde yüz yüze takip ettik ve oturumlar kapsamında Türkiye ülke raporuna ilişkin bir sözlü bildiride bulunarak İnsan Hakları Konseyi’ne seslendik. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme sonrası toplumsal cinsiyet temelli şiddetle mücadelede uygulamada yaşanan problemlere, sözleşmeden çekilmenin özellikle CEDAW başta olmak üzere diğer uluslararası sözleşmelerden de çekilmeye yol açabileceğine dair kaygımıza, LGBTİ+’lara yönelik giderek kaygı verici dereceye ulaşan nefret söyleminin yarattığı iklime dikkat çektiğimiz bildirimizde feministlere ve LGBTİ+ savunucularının ifade ve örgütlenme haklarına yönelik ihlalleri de gündeme getirdik.
Kadının İnsan Hakları Derneği olarak Birleşmiş Milletler Özel Raportörü’nün Türkiye raporunda hükümete yönelik öne çıkan tavsiyelerinin yerine getirilip getirilmediğini yakından izlemeye ve Türkiye’nin uluslararası insan haklarından doğan yükümlülüklerinin takipçisi olmaya devam edeceğiz.