Eşitlik İzleme Kadın Grubu (EŞİTİZ), 2009 yılında, özellikle kadına yönelik şiddet konusu başta olmak üzere, kadınların eşit haklarına yönelik saldırılara karşı bir araya gelen kadınlardan oluştu. EŞİTİZ’i kuran kadınlar, zeytin yetiştiricisinden gazeteciye, avukattan akademisyene çeşitli mesleklere sahip, ‘kadınların insan hakları mücadelesi’ne emek veren feminist kadınlardır.
Esnek bir yapıya ve işleyişe sahip olan EŞİTİZ, kadın hakları ihlalleri konusunda lobicilik ve savunmacılık faaliyetleri sürdürmekte. Bu amaçla, siyasi iktidarın kadın karşıtı politikalarına karşı refleks göstererek, ulusal ve uluslararası ölçekte çalışmalarını sürdürmekte. Bu amaçla, TBMM’deki Kadın-Erkek Fırsat eşitliği Komisyonu’nun kapatılmasına karşı tepki göstermekten (2013), Orta Öğrenimde Başörtüsü’nün (2014) kabul edilemezliğine, “Fıtrat değil Anayasa” gibi bildirilerin hazırlanması vb… eylemliliklerle, Türkiye’de giderek ivmesi yükselen, kadın erkek eşitsizliğini derinleştiren muhafazakarlaşma, hukuksuzluk ve otoriterleşmeye dikkat çekti. Bu gelişmelerden dolayı, EŞİTİZ grubu, pozitif nitelikli ‘eşitlik hayalinin gerçekleşmesinden çok, negatif nitelikli ‘eşitlik ilkesinin aşındırılmasına dönük saldırılara karşı mücadeleyi öncelemek durumunda kaldı.
Her şeye rağmen, eşitlik idealinin fiiliyata geçmesi yolunda, elde edilen ilk kazanım, o günlerde pek de üzerinde durulmayan tek taraflı ısrarlı takip çalışmasıyla başladı ve konu 2012’de çıkartılan 6284 sayılı yasada yer aldı. TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun isminin “aile” olarak değiştirilmesinin önlenmesi (2011), kürtajı yasaklama girişimlerine karşı “Kürtaj Yasaklanamaz” talebi ile farklı dillere çevrilen bir metin ile 680 ulusal, 220 uluslararası örgüt, 60.000’den fazla münferit imzanın toplanmasıyla, Türkiye Kadın hareketinin ortak mücadelesine önemli bir katkıda bulundu ve siyasi iktidar bu konuda geri adım atmak zorunda kaldı.
EŞİTİZ, Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için yapılmayanları yapmak stratejisi ile farklı konu ve yöntemlerle Türkiye Kadın Hareketi’ne omuz vermektedir: Şiddete Son Platformu, İstanbul Sözleşmesi Platformu gibi birçok kadın platformunun kurucularındandır.
EŞİTİZ, Covid-19 sürecinde de hem İnfaz Yasası’nı hem de salgın sürecini kadınlar açısından değerlendirmek için bir dizi sanal söyleşi (görüntülü Zoom toplantıları) gerçekleştirdi. Tüm Türkiye’den Kadın Hakları Örgütleri, Belediyeler, Baroların Kadın Birimleri, Hak Örgütleri ve Sendikalar, farklı ülkelerden katılımcılarla gerçekleşen bu toplantılarda kadınlar, salgın döneminin kadınları nasıl etkilediğini, kadınların nelere maruz kaldıklarını tartıştılar. İlk söyleşide EŞİTİZ üyelerinden feminist avukat Hülya Gülbahar, İnfaz Yasası’nı ve kadınlara etkisini anlattı; ikinci söyleşide, Covid-19 sürecinde kadın örgütleri ile kadına karşı şiddetle mücadele masaya yatırıldı: salgında, kadınların sağlık sistemine erişiminde yaşadıkları zorluklar, karantina ile artan aile içi şiddet olgusu, ev içi hizmetler ve çocuk/yaşlı bakımının kadınların yükünü daha da artırdığı, kayıt dışı ekonominin özneleri olan kadınların işlerini kaybettiği, giderek derinleşen yoksulluğun en çok kadınları ve çocukları etkilediği gibi olgular dile getirildi.
Üçüncü söyleşide, belediyeler ile bu süreçte kadın politikalarının ne olduğunu, ne gibi önlemler aldıklarını, kadınlara dair veri havuzları olup olmadığını tartıştık. Ankara, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kars, Tunceli gibi birçok belediyeden kadınlar, kendi yerelliklerinde bir yandan almaya çalıştıkları önlemlerden söz ederken, diğer yandan kaynaklarının çok yetersiz olduğunu vurguladılar. Bu söyleşide dikkati çeken en önemli verilerden biri de, İnfaz Yasası ile dışarı çıkan erkeklerden tehdit alan kadınların, belediyelere yardım başvurusunda bulundukları bilgisi idi! Kimi belediyelerin bu süreçte kadın sığınaklarını tadilata alma gibi nedenlerle geçici olarak kapatmış olduğu bilgisinin de paylaşıldığı bu söyleşide, her belediyenin kendi bölgesindeki kadın örgütleriyle işbirliği içinde politika ve uygulamalarını sürdürdükleri ifade edildi.
Dördüncü EŞİTİZ Söyleşisi’nde, Covid-19 sürecinde Baroların Kadın Birimleri ile kadınların yaşadıkları sorunları ve Baroların deneyimleri paylaşıldıktan sonra, Hak Örgütleri ve Sendikalar ile Covid-19’un etkilerine dair bilgi alışverişinde bulunduk. Covid-19’a dair EŞİTİZ Söyleşilerinin sonuncusunu, farklı ülkelerdeki kadınların deneyimlerine ve politikaların neler olduğuna ayırdık. Buna göre, Covid-19 sürecinin bütün dünyada, mevcut cinsiyetçi eşitsizlikleri daha da derinleştirdiği bilgileri paylaşıldı; hem salgın koşulları hem de ekonomik çözülmenin her yerde kadınların yükünü arttırdığı gibi, kadına karşı şiddette de artışın gözlendiği belirtildi.
EŞİTİZ ve son olarak 250’yi aşkın kadın örgütünden oluşan TCK 103 Çocuk Cinsel İstismarı Affına Karşı Kadın Platformu’nun kuruluşu için çağrıcı örgütü oldu ve halihazırda sürecin örgütleyicilerinden biri olarak faaliyetlerine devam ediyor.