İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararıyla zirveye ulaşan toplumsal cinsiyet eşitliği karşıtlığı, neredeyse eş zamanlı denebilecek kadar yakın sürede iki derneğe — önce Tarlabaşı Toplum Merkezi ve hemen akabinde Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na— açılan hukuksuz kapatma davalarıyla yeni bir seviyeye taşındı. Her iki derneğin de feshi talebiyle açılan davaların gerekçesi ise aynı: hukuka ve ahlaka aykırı faaliyet yürütmek.
Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin hedef gösterilmesini takiben açılan davalar
Yoksulluk, ayrımcılık ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en yoğun şekilde hissedildiği, Beyoğlu ilçesinde yer alan Tarlabaşı’nda bir toplum merkezi modeli olarak faaliyetlerine 15 yıldır devam eden Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin (TTM) uzun süredir maruz bırakıldığı sistematik ve yoğun hedef gösterme, derneğe açılan “yokluğun tespiti” ve “derneğin feshi” istemli iki farklı dava eliyle hukuk zeminine taşındı.
2021 haziran ayında köktendinci bir gazetede çalışan bir kişinin başı çektiği bir grup sosyal medya kullanıcısı tarafından gerçeğe aykırı ve açıkça şiddet teşviki içeren bir şekilde yoğun olarak hedef gösterildi. Hedef göstermenin bazı medya organlarında yaptırılan haberlerle sistematikleştirmesini takiben 25 Haziran’da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Beyoğlu İlçe Müdürlüğü Sosyal Hizmetler Birimi, derneği ziyaret etti. Bundan dört gün sonra İstanbul İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü denetimi başladı. Ne ziyaret ne de denetimle ilgili derneğe herhangi bir sonuç ulaşmadı. Dernek hakkında davalara sebep olan denetim ise 26 Temmuz-20 Ağustos 2021 tarihleri arasında İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçileri tarafından gerçekleştirildi.
Söz konusu denetimleri takiben TTM hakkında “yokluğun tespiti” ve “derneğin feshi” istemli olmak üzere iki ayrı dava açıldı. Fesih davasının gerekçesi ise, derneğin “kanuna ve ahlaka aykırı” faaliyetlerde bulunması olarak ifade edildi. Davaya temel oluşturan dernekler denetçilerinin raporunda ahlaka aykırılık hususu “toplumda kısaca LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, travesti, intersex) olarak bilinen kişilerin cinsel eğilimlerini normalleştirmek sureti ile çocukların cinsel kimliklerini etkilemeye çalışması” olarak ifade edildi ve bu şekliyle dava konusu edildi.
TTM’nin maruz kaldığı hedef göstermeler ve kapatma davalarına karşı çeşitli hak temelli sivil toplum örgütleri bir araya gelerek “iyi ki varsın TTM” isimli bir kampanya örgütledi. Bilgi notları ve basın bildirileri hazırlayan kampanya grubu duruşmaları da aktif bir şekilde takip etti ve raporladı. TTM’ye karşı açılan her iki davanın da ilk duruşmaları nisan ve mayıs aylarında Çağlayan’da görüldü, duruşmalar eylül ve kasım aylarına ertelendi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformuna açılan fesih davası
TTM’ye açılan davaları takiben, nisan 2022’de bu kez Türkiye’nin birçok ilinde kadın cinayeti davaları ve kadına yönelik şiddet konusunda faaliyetlerine devam eden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği, haklarında “kanuna ve ahlaka aykırılık” nedeniyle fesih davası açıldığını duyurdu.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği yaptığı açıklamada derneğin feshini isteyen davanamenin 2016 yılında nafaka mağduru olduğunu iddia eden bir kişinin o dönemki Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) yaptığı şikayetler baz alınarak oluşturulduğunu belirtti. Davanameye aynen giren söz konusu şikayetlerde derneğin “kadın haklarını savunmak kisvesi altında aile mevhumunu yok sayarak aile yapısını parçaladığı” gibi açıkça kadın düşmanı argümanlara yer verildi. “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği kapatılamaz” diyen yüzlerce kişi ve kurum, düzenledikleri imza kampanyası ile derneğin yanında olduklarını ve açılan hukuksuz davayı kabul etmediklerini kamuoyuna duyurdu. Fesih davasının ilk duruşması feministlerin, LGBTİ+’ların ve sivil toplumun geniş katılımıyla 1 Haziran’da Çağlayan’da görüldü, bir sonraki duruşma ekim ayına ertelendi.