CEDAW Türkiye 8’inci Gözden Geçirmesi kapsamında Cenevre’de gerçekleşen CEDAW oturumundaydık.
Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) kapsamında 8’inci Periyodik Gözden Geçirilmesi süreci, 2022 Haziran ayında Birleşmiş Milletler’in Cenevre’deki ofisinde gerçekleşen ve “yapıcı diyalog” (constructive dialogue) adı verilen oturumlar ve akabinde CEDAW Komitesi’nin yayınladığı Nihai Görüşler ile son buldu. Türkiye’nin 8’inci Gözden Geçirme dönemine ilişkin hazırladığımız gölge rapor ve sunumlarımızla biz de Kadının İnsan Hakları – Yeni Çözümler Derneği olarak Cenevre’de CEDAW oturumundaydık.
14-15 Haziran 2022 tarihlerinde gerçekleşen oturumlar kapsamında bileşeni olduğumuz CEDAW Sivil Toplum Yürütme Kurulu olarak Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme süreci, kadın ve LGBTİ+ hakları, ifade özgürlüğü, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü gibi öne çıkan hak ihlallerini gündemleştirdik. CEDAW Komitesi’ne hukukun üstünlüğünün aşınmasının, demokrasiye ve insan haklarına yönelik tehditlerin ve toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik saldırıların arttığının altını çizdiğimiz kapsamlı bir gölge rapor sunduk.
Cenevre’de gerçekleşen Türkiye 8’inci Gözden Geçirme oturumlarına Türkiye’yi temsilen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık beraberinde Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, İçişleri, Sağlık, Milli Eğitim, Adalet, Dışişleri ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıkları ve Kamu Denetçiliği Kurumu’ndan temsilcilerden oluşan bir delegasyonla katıldı. CEDAW Komitesi, Türkiye Delegasyonu’na özellikle ve ısrarla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin gerekçesini sordu. İfade özgürlüğüne yönelik baskılara ve LBTİ+ hakları savunucularına yönelik artan şiddete dikkat çeken Komite, sivil topluma açılan davalardan, özellikle Tarlabaşı Toplum Merkezi ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na “genel ahlaka aykırılık” üzerinden açılan davalardan haberdar olduğunu ifade etti. Ayrıca devletin politika belgelerinden toplumsal cinsiyet kavramının çıkarılmasına ve Türkiye’de LGBTİ+’ları koruyacak bir yasanın olup olmadığına dair sorularını yönelttiler. Bakan Derya Yanık Komite’den LGBTİ+ haklarına yönelik gelen ısrarlı sorulara “Anayasanın 10. maddesi LGBTİ+’ları da korur, LGBTİ+’lar Türkiye Anayasası altında koruma altındadır, tüm yasalar anayasaya uygun olmak durumundadır.” şeklinde cevap verdi.
CEDAW Komitesi ayrıca devlet hastanelerinde kürtaj hizmetlerinin sunulması önündeki engellere ve keyfi şekilde kürtaj yapmayan hastanelerin yıldan yıla arttığına vurgu yaparak kürtaj hizmetlerinin özellikle kırsalda yaşayan ve yoksul kadınlar için erişilemez olduğunun altını çizdi. Bakan Yanık kürtaja erişim konusunda Komite’den gelen sorulara “Devlet hastanelerinin veya özel kuruluşların kürtaj yapmama konusunda bir isteksizlik veya keyfilik göstermeleri söz konusu değildir.” şeklinde yanıt verdi. Komite ayrıca çocuk yaşta, erken ve zorla evlendirmeler ve nafaka hakkına dair de sorular yöneltti. Komite üyeleri daha önce de evlilik yaşının istisnasız 18 olması ile ilgili Komite tarafından Türkiye’ye tavsiye verildiğini ama bunun uygulanmadığının altını çizdi. Türkiye’nin 8’inci Gözden Geçirme süreci kapsamında yüz yüze gerçekleşen oturum, CEDAW Komitesi Başkanı’nın, İstanbul Sözleşmesi’nden neden çekilindiği ile ilgili kaygıların bertaraf edilmediğini ve çekilmenin kadın hakları açısından olumsuz sonuçları olacağını vurguladığı konuşma ile sona erdi.
CEDAW Komitesi Türkiye’nin 8’nci Gözden Geçirmesi sürecinin son aşaması olarak kaleme aldığı Nihai Görüşler raporunda, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin kadın ve LBTİ+’ların haklarını tehlikeye attığı vurgusunu yaparak sözleşmeye geri dönülmesi, 6284 sayılı Kanun’un uygulamada etkin şekilde izlenmesi, cezasızlıkla mücadele edilmesi, veri sağlama yükümlülüğünün yerine getirilmesi, kadın hakları savunucularına yönelik baskıların son bulması, çocuk yaşta, erken ve zorla evliliklerle mücadele edilmesi, kadınların siyasi yaşam ve istihdama erişiminin kolaylaştırılması ve nafaka hakkına erişimin sağlanması bir dizi hayati konuda devlete somut eylem çağrısında bulundu.
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı hem gölge raporların hem de oturumda vurguladıkları noktaların özellikle dikkate alındığı nihai görüşünde CEDAW, önceki görüşlerine nazaran artık harekete geçmesi noktasında Türkiye’yi daha net ve sert bir şekilde uyardı.
Birleşmiş Milletler Kadına Kadınlara ve Kız Çocuklarına Yönelik Şiddet, Sebepleri ve Sonuçları Özel Raportörü ile hazırlayacağı Türkiye raporu için görüşmelerde bulunduk.
Birleşmiş Milletler Kadınlara ve Kız Çocuklarına Yönelik Şiddet, Sebepleri ve Sonuçları Özel Raportörü Reem Alsalem Haziran 2023 tarihinde İnsan Hakları Konseyi’ne sunacağı Türkiye özel raporunun hazırlığı için Temmuz 2022’de Türkiye’de bir dizi saha ziyareti gerçekleştirdi. Biz de Kadının İnsan Hakları – Yeni Çözümler Derneği olarak BM Kadına ve Kız Çocuklarına Karşı Şiddet Özel Raportörü Reem Alsalem’in Türkiye ziyareti kapsamında kendisi ile özel bir görüşme gerçekleştirdik.
Özel raportörün Türkiye ziyaretinde bulunacağı bilgisi kamuoyuyla paylaşıldıktan sonra biz de raportöre sunmak üzere kapsamlı bir yazılı katkı hazırlamış ve bunu sitemizde de yayınlamıştık. Özel raportör ile yaptığımız toplantıda özetle İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme sonrası 6284 sayılı Kanun’un uygulamalarındaki durum, Türk Ceza Kanunu’nda son yapılan değişiklikler, toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının rafa kaldırılarak kadını eşit değil aile içinde bir konumda gören bakış açısının odağa alınması, Diyanet’e kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda giderek daha fazla yetki ve alan tanınması, kadınların nafaka hakkına saldırılar, feministlere ve LGBTİ+ savunucularına ve örgütlere açılan davalar ve artan baskılar, toplumsal cinsiyet temelinde ayrıştırılmış veri tutma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi gibi bir dizi konuda görüş ve önerilerimizi dile getirdik.
Özel raportör Türkiye ziyaretinin son gününde bir basın toplantısı düzenleyerek ziyaretinde edindiği ön bulguları kamuoyuyla paylaştı. Haziran 2023’te uluslararası kamuoyuyla paylaşacağı Türkiye özel raporunun belkemiği niteliğinde olan ön bulgularda özel raportör Türkiye’yi “İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme kararını tekrar gözden geçirmeye ve diğer uluslararası insan hakları yükümlülüklerini desteklemeyi sürdürmeye” çağırdı. Özel raportör, Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesi ile birlikte, toplumsal cinsiyet temelli şiddete maruz kalanlar için mevcut hizmetler ve önleyici tedbirler dâhil olmak üzere yerel mevzuatın uygulanmasının zayıfladığını belirtti. Özel raportör, ülkenin sözleşmeden geri çekilmesinin failleri cesaretlendirdiği ve mağdurların şiddete uğrama riskini arttırdığına dair uyarıda bulundu. Özel raportör ayrıca ayrıştırılmış verilerin olmaması, sığınaklara erişimin yetersiz olması, etkili koruyucu tedbir kararlarının olmaması, cezasızlığın yaygın olması ve ana dilde hizmet alamama gibi temel sorunların altını çizdi.
Kadının İnsan Hakları – Yeni Çözümler Derneği olarak her zaman olduğu gibi toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınlara yönelik şiddet ve ayrımcılıkla mücadele konusunda uluslararası insan hakları mekanizmalarını yakından takip etmeye ve Türkiye’nin yükümlülüklerinin takipçisi olmaya devam edeceğiz.