Haklarımız Var! serisi Arapça olarak yayında
KİH-YÇ olarak kadınların haklarıyla ilgili yayınların geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla KADAV ile iş birliği içinde, Haklarımız Var! kitapçık serimizdeki 4 kitapçığı Arapçaya çevirdik, yayına hazırladık ve yayınlayarak yaygınlaştırmaya başladık. Son yıllarda Türkiye’deki Arapça konuşan mülteci kadınların yararlanması için aşağıdaki linklerdeki kitapçıkları yaygınlaştırmamıza siz de destek olabilirsiniz.
Haklarımız Var! serimizin Arapçasına ulaşmak için:
Feminizmden Kuir Teoriye Toplumsal Cinsiyet Paneli’nin toplantı raporunu yaygınlaştırdık
Üyesi olduğumuz Müslüman Toplumlarda Cinsel ve Bedensel Haklar Koalisyonu’nun (CSBR) her yıl 9 Kasım tarihinde gerçekleştirdiği Ortak Mücadele Hep Birlikte (ODOS) Kampanyası kapsamında, KİH-YÇ ve KAOS GL olarak 2019’dan beri toplumsal cinsiyet karşıtı hareketlere ve söylemlere karşı feministler ve LGBTİ+’ların birlikte mücadelesinin önemini vurgulamak ve yeni stratejiler geliştirmek üzere çeşitli etkinlikler düzenliyoruz. Bu kapsamda KİH-YÇ ve KAOS GL olarak 2019’da Dayanışma Yaşatır ve 2020’de Dayanışma Sınır Tanımaz etkinlikleriyle kurduğumuz iş birliğini bu sene de “Feminizmden Kuir Teoriye Toplumsal Cinsiyet” panelimizle sürdürdük. Panele 100’den fazla kişi katıldı. Demet Bolat, Evren Savcı ve Sema Semih ile toplumsal cinsiyet kavramının kuramsal, politik ve tarihsel gelişiminde toplumsal cinsiyetin nasıl LGBTİ+ hakları mücadelesinin anahtar kavramlarından biri haline geldiğini, trans dışlayıcı görüşlerin ortaya çıkmasına ve yıllar içinde daha da görünür olmasına zemin hazırlayan politik ve tarihsel dönüşümleri, Türkiye’de bu tartışmaların feminist hareket içindeki yansımaları ile Türkiye feminist ve LGBTİ+ hareketi arasındaki tarihsel ittifakları ve yakın gelecekteki ittifak olanaklarını tartıştık. Toplantıyı özetlediğimiz rapora bu linkten ulaşabilirsiniz.
Erkek Şiddeti Nedir? Mini Sözlüğü pek çok ilde kadınlara ulaşıyor
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü de içinde barındıran kasım ayı boyunca sosyal medyada yaygınlaştırmak üzere hazırladığımız, erkek şiddetine yönelik bilgilendirici içerikleri gün gün sosyal medya hesaplarımızdan paylaştık. 25 Kasım eylemleri ve etkinlikleri kapsamında hazırladığımız bu içerikler geçtiğimiz yıl Çanakkale’de otobüs duraklarında, sokaklarda raketlere asıldı. Bu yılın başında ise Çankaya Belediyesi ile yaptığımız iş birliği kapsamında bu içerikleri bir broşürde topladık. Çankaya Belediyesi’nin bastırdığı bu broşürler belediye çalışmaları kapsamında dağıtılmaya devam ediyor. Derneğimizin de haziran ayı içerisinde bastırarak dağıtımını yaptığı Erkek Şiddeti Nedir? Mini Sözlüğü şimdiden pek çok ildeki kadın örgütüne ulaştı. Eğer siz de çalışmalarınız kapsamında broşürlerimizi kullanmak isterseniz bizimle [email protected] adresinden iletişime geçebilirsiniz.
Boşanma ve Nafaka Hakkı İçin Feministler Kampanyası’nı düzenledik
İktidarın “uzun boşanma süreçlerinin şiddete ve ekonomik sıkıntılara yol açtığı, tarafların ikinci evliliğini yapamadığı” gerekçesiyle nafaka, mal rejimi, tazminat ve velayete ilişkin hükümlerin boşanma gerçekleştikten sonra karara bağlanması ile ilgili bir düzenleme üzerine çalıştığı 2021 Aralık ayında basına yansıdı. Bununla birlikte daha önce rafa kalkmış olan yoksulluk nafakasını kısıtlamak için yeni bir düzenleme üzerine çalışıldığı bilgisi haberlerde yer almaya başladı. Bunun üzerine KİH-YÇ olarak kadınların boşanma ve nafaka hakkı ile ilgili uygulamada yaşadıkları sorunları analiz edebilmek ve kadınların mağduriyetine sebep olmayacak doğru söylem kurabilmek adına ilk başta feminist avukatlarla, daha sonra KİHEP ağındaki yerel örgütler başta olmak üzere kadın örgütleriyle bir araya geldik. Boşanma ve Nafaka Hakkı İçin Feministler adı altında bir araya gelen örgütler olarak Şubat ayında bir bildiri yayınladık. Bildirinin sosyal medyada yaygınlaşabilmesi için sosyal medya görselleri hazırladık. Ayrıca muhalefet partilerinin ellerinde bu konulara dair veriye dayalı bilgilerin olması için bir bilgi notu hazırladık ve milletvekilleriyle paylaştık. Nisan ayında Bekir Bozdağ’ın yoksulluk nafakası konusunda çalışmaları olduğu ama bu konunun öncelikleri arasında olmadığına dair açıklamasından sonra nafakanın kısıtlanmasına dair tartışmalar bir sonraki sefere kadar rafa kalkmış görünüyor.
Dijital Okuryazarlık ve Kampanya Eğitimi düzenledik
KİH-YÇ ve Facebook iş birliği ile 22-23-25 Şubat 2022 tarihlerinde Dijital Okuryazarlık ve Kampanya Eğitimi düzenledik. Kadın hakları alanında çalışan STK’lara yönelik düzenlenen eğitimde, sosyal medya kampanya örneklerinden dijital topluluklara ve dijital kampanyanın temellerine birçok konu ele alındı.
Bu eğitime katılan kadın örgütleri sosyal medya hesaplarını nasıl daha aktif kullanabilecekleri, düzenledikleri kampanyaları daha geniş kesimlere nasıl ulaştırabilecekleri konusunda bilgi edindi.
Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşın kadın ve LGBTİ+’lar üzerindeki yıkıcı etkisine karşı barışı savunduğumuz “Barış İçin Israr Ediyoruz” metnini yayınladı
24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna topraklarını işgali ile başlayan savaş sonucu milyonlarca sivil zorla yerinden edildi, öldürüldü, şiddete ve işkenceye maruz bırakıldı. Savaş’ın yıkımını en çok yaşayanların, bedenleri de erkek egemen zihniyet tarafından savaş alanı olarak kodlanan kadınlar ve LGBTİ+’ların yanında olduğumuzu ve her zaman barıştan yana olduğumuzu belirten açıklamamıza bu linkten ulaşabilirsiniz.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun (TİHEK) yıllık raporlarına katkıda bulunmak üzere bilgi belge paylaşımında bulunduk.
KİH-YÇ olarak TİHEK’ten gelen bilgi belge talebine cevaben TİHEK İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi 2021 Raporu ve TİHEK Ayrımcılıkla Mücadele raporlarına yazılı katkıda bulunduk. 2021 İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi 2021 raporuna sunduğumuz katkımızı internet sitemizde yayınladık. TİHEK’in Ayrımcılıkla Mücadele Raporu’na ise Mor Çatı ile birlikte hazırladığımız ortak metin ile katkıda bulunduk. Her iki katkıda da, devletin ilgili tüm karar alıcı ve uygulayıcılarına, kadına karşı şiddetle mücadelede en temel hukuk metni olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının bir an önce gözden geçirerek sözleşmeye tekrar taraf olmaya ve kadına yönelik şiddetle mücadele ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilmesi konusunda uluslararası ve ulusal hukuktan doğan yükümlülüklerini noksansız bir şekilde ivedilikle yerine getirmeye yönelik çağrımızı yineledik. Her iki rapor da TİHEK tarafından henüz yayınlanmadı.
TCE Seminerlerine devam ediyoruz
Pandeminin ardından Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Seminerleri için yeniden sahadaydık. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü çalışmaları kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Aile Danışmanlık ve Eğitim Merkezlerinde (İSADEM) kadınlarla bir araya geldik. Bağcılar, Küçükçekmece, Sultangazi, Pendik, Zeytinburnu ve Ümraniye İSADEM’lerde seminerler gerçekleştirdik. Ayrıca Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Çan Meslek Yüksek Okulu akademik ve idari personeli ile birlikte de nisan ayı içerisinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Seminerleri kapsamında buluştuk.
2021 yılında başladığımız çevrimiçi toplumsal cinsiyet eşitliği seminerleri uygulamalarına da bu sene de devam ediyoruz. Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Genç Bakış, Topluma Destek Derneği, Atatürk Üniversitesi İnovatif Düşünce ve Girişimcilik Kulübü gibi sivil toplum kuruluşlarının gönüllüleri ve İSKİ, Insider kuruluşlarının çalışanları ile eşitliği tartıştık.
Kadının Statüsü Komisyonunun (KSK) 66. Oturumu’nu izledik
Kadının Statüsü Komisyonunun 66. Oturumu 14-25 Mart 2022 tarihleri arasında yapıldı.Bu seneki ana tema “İklim değişikliği bağlamında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınların ve kız çocuklarının güçlenmesi, çevre ve afet risklerinin azaltılması için politika ve programlar” idi.. Ülke delegasyonlarının fiziksel olarak katıldığı toplantıya sivil toplumun katılımı büyük oranda çevrimiçi gerçekleşti. KSK oturumuyla ilgili gelişmeleri derlediğimiz bir mail hazırlayarak kadın hareketi içerisinde yaygınlaştırdık. Kadının İnsan Hakları – Yeni Çözümler Derneği ve Kadın Koalisyonu olarak Pekin+25 Kadın Platformu çerçevesinde “Küresel Bağımsız Feminist Bir Yapı” başlığı altında çevrimiçi bir paralel etkinlik düzenledik. 2019’dan beri tartışmaya açtığımız bu kurumun tahayyülü etrafında çok taraflı kurumların giderek sivil toplum alanına kapanması başta olmak üzere bu alanların hesap verebilirlik bağlamında getirdiği zorlukları tartışmaktı. Türkiye’den, Avrupa, Latin Amerika, Doğu Asya bölgelerinden feministlerin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz toplantıyı 80’e yakın kişi takip etti. Toplantının afişine ve görseline buradan ulaşabilirsiniz. Toplantıdan çıkan tartışmalar sonucunda 2019 senesinde hazırladığımız Pekin+25 Kadın Platformu Politika Tutum Belgesi’ni yeniden revize edip, en kısa zamanda paylaşacağız. Etkinliğin konsept notu ve görseline buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca KSK sırasında AWID tarafından KSK ile ilgili AWID üyelerinin daha çok bilgilenmesi ve KSK’ya katılım üzerine eleştirel bir perspektifle tartışılması amacıyla düzenlenen panelde konuşmacı olarak yer aldık.
Nafaka hakkımızdan vazgeçmiyoruz!
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Kadınlarla Mor Bülten’in geçmiş sayılarında sizlerle kadınların nafaka hakkı konusunda hazırladığımız infografik videoları paylaşmıştık. Medeni Kanun’da değişiklik yapılacağına ilişkin yayılan haberlerin ardından geçtiğimiz aylarda nafaka konusunu yeniden gündemimize aldık. Hazırladığımız videoları, afiş ve raket ilanlara uyarlayarak Kepez Özgür Kadın Dayanışması ve ELDER iş birliği ile Çanakkale’de otobüs duraklarında ve sokaklarda sergiledik. Ayrıca Şişli Belediyesi ile yaptığımız iş birliği kapsamında nafaka hakkı konusunda billboardlar hazırlanarak nafaka hakkındaki gerçekler Şişli sokaklarında sergilendi.
Feminist Buluşmalar’ın sekizinci ve dokuzuncu oturumlarını gerçekleştirdik
Feminist Buluşmalar’ın sekizinci oturumunda Güley Bor ve Nisan Alıcı ile “Kesişen Yollardan Daralan Yollara: Türkiye’de Kadın ve LGBTİ+ Örgütlerinin Barış Mücadelesi”ni konuştuk. Etkinlikte şu sorular etrafında tartıştık: “Kadın ve LGBTİ+ örgütlerinin barış mücadelesini şekillendiren politikaları ve çalışmaları nelerdir? Bu süreçte kadın ve LGBTİ+ örgütleri ne tür ittifaklar kurdu ve hangi noktalarda ayrıştı? Çatışmanın yeniden başlaması ve artan otoriterleşme ortak barış mücadelesini nasıl etkiledi? Türkiye’deki kadın ve LGBTİ+ örgütlerinin barış mücadelesiyle dünyadaki örnekler hangi noktalarda ortaklaşıyor ve ayrışıyor?”
Feminist Buluşmaların bu sene gerçekleşen ikinci oturumunda Alev Özkazanç ve Deniz Kandiyoti ile birlikte “Geri Tepmenin Çeşitli Yüzleri” başlıklı oturumu gerçekleştirdik. Tartışmayı şu sorular etrafında yürüttük: “Geri tepme nedir? Geri tepmeye ilişkin tarihsel, kavramsal tartışmalar nelerdir? Cinsiyet eşitliğine karşı farklı tepme biçimleri nelerdir? (Mağduriyet söylemleri, saldırgan biçimler, politik oportünist yaklaşımlar ve bunlara Dünyadan örnekler ile Türkiye’deki tezahürleri vb.) Geri tepmeler yaşanırken hak mücadelesi tarafında politikada ve kuramda ortaya çıkan problemler nelerdir? Çıkış yolu gösteren yeni akımlar var mı ve eğer varsa bunlar nelerdir?” Çevrimiçi düzenlediğimiz etkinliklere 150’ye yakın kişi katıldı.
Toplumsal Cinsiyet ve Ekonomi Atölyeleri: Makroekonominin Toplumsal Cinsiyet Bakışıyla Yeniden Değerlendirilmesi
1-3 Nisan 2022 tarihlerinde İstanbul’da BM Kadın Birimi tarafından hazırlanan Toplumsal Cinsiyet ve Ekonomi Atölyeleri: Makroekonominin Toplumsal Cinsiyet Bakışıyla Yeniden Değerlendirilmesi çalışmasını gerçekleştirdik. 2016’dan bu yana küresel seviyede uluslararası kalkınma kurumlarının katılımcılarıyla, bölgesel düzeyde ve ülkelere yönelik olarak politika yapıcıları, kalkınma kurumlarını ve STK’ları buluşturmak üzere İtalya, Gürcistan, Mısır, Ürdün ve İsviçre’de ulusal ya da uluslararası katılım ile yüz yüze ve çevrimiçi olarak uygulanan bu çalışmayı Türkiye’de gerçekleştirme fırsatı bulduk. Siyasi partilerden, sendikalardan katılımcılara açık olan eğitime dernek ekibi üyeleri ve KİHEP eğiticileri de katılım gösterdiler. Bakım ekonomisi, istihdam, insana yakışır işler, toplumsal cinsiyet bakış açısından vergi ve bütçe gibi bir çok konunun tartışıldığı atöyle çalışmaları feminist iktisatçılar İpek İlkkaracan, Emel Memiş, Özge İzdeş ve Yelda Yücel tarafından yürütülürken, Gelecek Partisi, Yeşiller Partisi, DEVA Partisi, CHP, HDP, Yeşiller ve Sol Gelecek, İyi Parti, Türkiye İşçi Partisi, KESK ve Eğitim-Sen kurumsal olarak çalışmalara dahil oldular.
Ekonomi alanında politika ve programların üretimi, planlaması, uygulaması ve etki değerlendirmesi süreçlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğine ve kadınların ekonomik güçlendirilmesine yönelik bir bakış açısı kazandırmak, dünyada ve Türkiye’deki güncel veriler ve araştırmalar ışığında veri temelli politika/program savunuculuğu ve tasarımı için kapasite geliştirmek amacıyla gerçekleştirdiğimiz bu çalışmaya dahil olan tüm katılımcılara teşekkür ederiz.
İstanbul Sözleşmesi Belgeseli’ni yayınladık
Bu Kalabalığı Hatırla belgesel serisi, feminist hareketin tarihinde yaptığı/yaptığımız kampanyaları yeniden hatırlamak ve yıllar geçtikçe büyüyen mücadelemizde birlikte oluşturduğumuz kalabalıklarla hafızalarımızı ortaklaştırmak için başladığımız bir sözlü tarih projesi. Seriye, geçtiğimiz yıldan beri gündemimizden düşmeyen İstanbul Sözleşmesi ile başladık. Serinin, nisan ayında yayınladığımız bu ilk filminde, Nahide Opuz davasından başlayarak İstanbul Sözleşmesi’nin ortaya çıkışı ve imzalanmasında Türkiyeli feministlerin emeklerini bir kez daha görüyor, İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin resmi olarak çıkma kararı verdiği süreçte verdiğimiz mücadeleyi yeniden hatırlıyoruz. Feride Acar, Canan Arın, Şehnaz Kıymaz Bahçeci, Meral Danış Beştaş, Feride Eralp ve Yıldız Tar’dan “İstanbul Sözleşmesi Bizim” sloganının ardındaki tarihi dinliyoruz.
İngilizce tanıtım filmimiz YouTube’da
Derneğimizin kuruluşundan günümüze feminist mücadeleyi ve sözü büyütmek için yaptığı çalışmaları derlediğimiz tanıtım videomuzun İngilizcesi de artık YouTube kanalımızda yayında!
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararı’nın iptal edilmesi talebiyle Danıştay’da düzenlenen ilk duruşmadaydık
Açılan 200’den fazla davadan 10’u 28 Nisan tarihinde Ankara’da Danıştay 10. Daire’de görüşüldü. KİH-YÇ olarak takip ettiğimiz duruşma beş buçuk saat ara verilmeden sürdü. Duruşma başladıktan sonra içeri alınmayan yüzlerce kadın ve LGBTİ+ verilen mücadele sonrası polis saldırısına rağmen içeriye girmeyi başardı. Davacı tarafların beyanları sık sık salondan coşkulu alkışlarla karşılık buldu. Davalı Cumhurbaşkanlığı avukatının davacı dilekçeleri için “matbu ve vasat” olduğunu ifade etmesi kadınların tepkisiyle karşılaştı. Beyanların sonunda Danıştay Başsavcısı çekilme kararının hukuksuz olduğu ve iptali yönünde mütalaa verdi. Savcı mütalaası salonda çok büyük sevinç ve coşku yarattı. Bizim de gelişmelerini twitter’dan paylaştığımız içeriklere buradan ulaşabilirsiniz. Aynı yoğun katılım ve coşku ile 7, 14 ve 23 Haziran’da da devam eden duruşmalarda değişen farklı savcılar da çekilmenin hukuksuz olduğu ve iptal edilmesi gerektiği yönünde mütalaa verdi.
İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW Çerçevesi: Kadına yönelik şiddeti önleme ve kadına yönelik şiddetle mücadele önlemlerinin karşılaştırılması
Geçtiğimiz aylarda Avrupa Konseyi’nin İngilizce olarak yayınladığı “İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW Çerçevesi: Kadına yönelik şiddeti önleme ve kadına yönelik şiddetle mücadele önlemlerinin karşılaştırılması” metnini KİH-YÇ olarak Türkçeleştirdik.
Bu metin İstanbul Sözleşmesi’nin CEDAW çerçevesini oluşturan üç kaynak üzerine inşa edildiğini açıklamalala sunuyor: (1) Sözleşme, (2) Genel Tavsiye Kararları ve (3) İçtihat. Ayrıca bu metin, İstanbul Sözleşmesi’ndeki kadına yönelik şiddeti önlemeye ve kadına yönelik şiddete müdahaleye dair yasal açıdan bağlayıcı yükümlülüklere ilişkin daha ayrıntılı bir katalog oluşturuyor ve bu yolla bahsi geçen kaynakların ne şekillerde tamamlandığını da gösteriyor. Metnin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Yoksulluğa karşı sesimizi yükseltiyoruz
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Ekonomik krizin hayatlarımıza etkisinin en üst düzeyde olduğu bu dönemde KİH-YÇ olarak kadın ve LGBTİ+’ların giderek derinleşen yoksulluktan nasıl etkilendiğine dair içerikler hazırlayarak sosyal medya hesaplarımızdan paylaştık. 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı yaklaşırken Kepez Özgür Kadın Dayanışması ve ELDER iş birliği ile, hazırladığımız bu görseller Çanakkale sokaklarında sergilendi.
Kadınların Üreme Sağlığı Hizmetleri ve Kürtaj Deneyimleri araştırması İngilizce olarak yayında
Kadınların beden, cinsellik, doğum ve kürtaj konusundaki deneyim, algı ve duygu dünyalarını ön plana çıkarmak ve de Türkiye’de yasal ama erişilebilir olmayan kürtaj hakkını etkili feminist yöntemlerle savunmak üzere stratejileri belirlemek için Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın katkılarıyla Dissensus Araştırma’ya yaptırdığımız Kadınların Üreme Sağlığı Hizmetleri ve Kürtaj Deneyimleri başlıklı araştırmayı geçtiğimiz yıl yayınlamıştık. Nisan ayı içerisinde ise araştırmanın İngilizce çevirisini çevrimiçi olarak paylaştık.
Ayrıca mayıs ayında Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği (SGYD), Sanal Akran web sitesinde araştırma raporunun bulgularına yer veren bir yazı yayınladı.
Araştırma ve raporunun, kürtaj konusundaki savunuculuk faaliyetlerine uluslararası alanda faydalı bir kaynak olması dileğiyle…
Tarlabaşı Toplum Merkezi’ne açılan kapatma davasına karşı örgütlenen kampanyaya aktif katılım sağladık
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Yoksulluk, ayrımcılık ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en yoğun şekilde hissedildiği Beyoğlu-Tarlabaşı’nda bir toplum merkezi modeli olarak faaliyetlerine 15 yıldır devam eden Tarlabaşı Toplum Merkezi – TTM’ye, 2021 Haziran ayından beri bazı sosyal medya kullanıcıları tarafından yöneltilen yoğun ve sistematik hedef göstermeler, Derneğe açılan “yokluğun tespiti” ve “derneğin feshi” istemli iki farklı dava eliyle hukuk zeminine taşındı. Derneğe açılan kapatma davasının gerekçesi “kanuna ve ahlaka aykırılık” olarak ifade edildi. TTM’nin maruz kaldığı hedef göstermeler ve kapatma davalarına karşı çeşitli hak temelli sivil toplum örgütü bir araya gelerek “iyi ki varsın TTM” isimli bir kampanya örgütlediler. Bilgi notları ve basın bildirileri hazırlayan ve KİH-YÇ olarak bizim de aktif katılım sağladığımız kampanya grubu duruşmaları da aktif bir şekilde takip etti ve raporladı. TTM’ye karşı açılan davalara ilişkin daha detaylı bilgiler için bu sayıda konu ile ilgili yer alan yazımıza bakabilirsiniz.
Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişikliklere ilişkin bilgi notu hazırladık
“Aile içi şiddet ve kadına karşı şiddetle mücadelenin etkinliğinin artırılması amacıyla hazırlandığı” duyurulan 2/4290 sayılı Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi 16 Mart 2022 tarihinde oylanarak kabul edildi. Az sayıda olumlu adım içermekle birlikte genel olarak değerlendirildiğinde söz konusu kanun değişikliğinin, şiddetle mücadele amacını karşılamaktan çok uzak olduğunu görüyoruz. Değişikliklerin toplumsal cinsiyet temelli şiddetle mücadeledeki sorunları çözebilecek nitelikte olmadığı, aksine uygulamada var olan sorunları sürdüreceği ve hatta yeni sorunlar ekleyebileceği, bazı madde değişikliklerinin ise hiç yapılmasa dahi aynı sonucu doğuracak nitelikte olduğunu tespit ettiğimiz bilgi notuna buradan ulaşabilirsiniz.
İkinci KİH-YÇ Kampı’nda buluştuk
İlkini geçtiğimiz sene yaptığımız ekip kampımızın ikincisini 28-29-30 Mayıs 2022 tarihlerinde Ağva’da gerçekleştirdik. Bu kampta 2018-2022 yılları arasını kapsayan geçmiş strateji dönemimizi değerlendirmeye başladık. Geçmiş dönemimizi hem kendimiz ekip olarak hem de yakın çalıştığımız örgüt ve kurumlarla beraber değerlendirmek istedik. Bir önceki dönemi değerlendirmemizde görüşleri ile bize katkı sunan tüm paydaşlarımıza, yoldaşlarımıza buradan tekrar çok teşekkürler!
Birleşmiş Milletler Sağlık Hakkı Özel Raportörü’nün “Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddet ve Sağlık Hakkına Etkileri” konulu tematik raporuna katkı sunduk
Birleşmiş Milletler sağlık hakkı özel raportörünün Haziran 2022’de gerçekleşen İnsan Hakları Konseyi 50’inci oturumunda sunduğu “Şiddet ve Sağlık Hakkına Etkili” isimli tematik raporuna KİH-YÇ olarak katkılarda bulunduk. Toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve kadın cinayetlerini öncelikleri arasına alan özel raportör, tematik raporunda özellikle kadınlara, çocuklara ve LGBTİ+’lere yönelen toplumsal cinsiyet temelli şiddetin sağlık hakkına erişimde yarattığı etkileri değerlendirdi. Raporda şiddetin köken ve nedenlerinin ortaya çıkarılmasında ikili cinsiyet sistemi, heteronormativite, patriyarka, ırkçı, sağlamcı ve kapitalist baskı ve etkenleri de göz önünde bulunduran kesişimsel ve hak temelli bir bakış açısıyla ele alınmasına acilen ihtiyaç olduğu ifade edildi.
Türkiye’nin Kadına Yönelik Her Türlü Şiddetin Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) kapsamında 8. Kez gözden geçirildiği 82. Oturumu KİH-YÇ olarak takip ettik
13-15 Haziran tarihleri arasında gerçekleşen Türkiye oturumunu 20 kadın ve LGBTİ+ örgütünün oluşturduğu CEDAW Sivil Toplum Yürütme Kurulu bünyesinde komiteye sunduğumuz gölge rapor ve sözlü bildiri ile aktif bir şekilde takip ettik.
Yasak Ne Ayol?!
Bu sene “Direniş” temasıyla otuzuncusu düzenlenen ve KİH-YÇ olarak KAOS GL ile birlikte yapmayı planladığımız “Bildiğimiz Dünyanın Sonu: Toplumsal Cinsiyet Karşıtı İdeolojilere Meydan Okumak” isimli panelimizin de yer aldığı İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası etkinlikleri Beyoğlu ve Kadıköy Kaymakamlıkları tarafından yasaklandı. “Vazgeçmiyoruz, korkmuyoruz!” diyen İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası komitesi kararın hukuksuz ve usulsüz olduğuna vurgu yaparak Kaymakamlık kararına karşı dava açtı. 30’uncu İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası komitesi, onur haftası etkinliklerinin güvenli mekanlarda ve online olarak devam edeceğini duyurdu.
KİHEP grup çalışmaları devam ediyor
2022 yılı itibariyle Türkiye’nin dört bir yanında KİHEP grup çalışmalarımız devam ediyor. Özellikle 12. KİHEP Eğitici Eğitimi’ne katılan arkadaşlarımızın yürüttükleri KİHEP grup çalışmaları bu yıl İstanbul’da birçok kadının KİHEP ile tanışmasını sağladı. Ayrıca bu süreçte hem ilk kez grup çalışması yürüten arkadaşlarımızın gruplarına süpervizyon ziyaretleri gerçekleştirme hem de tamamlanan grupların sertifika törenlerine eşlik etme şansı yakaladık. Yılın ilk yarısında Antalya’da, İzmir’de, Çanakkale’de, İstanbul’da, Hatay’da, Mersin’de, Ankara’da, Muğla’da KİHEP gruplarını tamamlayarak katılımcılara katılım belgelerini teslim ettik.