Kadın Hareketinden

Afette Feminist ve LGBTİ+ Dayanışması: Kadın Koalisyonu ile Söyleşi

Mor Bülten’in bu sayısında Kadın Koalisyonu’ndan İlknur Üstün, Gül Erdost, Gülin Özdemir Eroğlu ile Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depreminin ardından yaptıkları çalışmalar ve depremin kadın ve LGBTİ+’lar üzerindeki etkileri hakkında konuştuk. 

  • Deprem sonrası nasıl bir araya geldiniz, ne tür çalışmalar yapmaya başladınız?

Kadın Koalisyonu, 2000 yılından bu yana eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesi veren kadınların, kadın örgütlerinin bir araya geldiği bir yapı. Depremin gerçekleştiği 6 Şubat 2023 tarihinde yaklaşık 150 bileşenimizle hızla bir araya geldik. Hem bileşenlerimizin hem de bu sürecin yarattığı yıkım karşısında harekete geçen gönüllülerin katılımı ile bir Afet Koordinasyon Ağı kurduk. Bu koordinasyon ağı ile kaynaklarla ihtiyaç sahipleri arasında köprü kurmayı, hak ihlalleri ile mücadele etmeyi ve kadın örgütlerinin afet yönetiminin her aşamasında etkin olarak yer almasını sağlamayı amaçladık.

Bu kapsamda, Afet Koordinasyon Ağı olarak operasyon ve savunuculuk olmak üzere iki ana çalışma grubu oluşturduk. Acil müdahale ve uzun erimli olmak üzere iki iş planı hazırladık ve depremin ikinci gününden itibaren bu ağda bir araya gelen kadın örgütlerinin gönüllüleri olarak sahada çalışmaya başladık. Kadın Koalisyonu bileşenleri arasında yer alan yaklaşık 40 örgüt deprem bölgesinde yer alıyor. Bu örgütlerdeki arkadaşlarımızdan sevgili Hatice Can ve Kibar Daşçı Özdemir’i kaybettik. Bazıları yakınlarını kaybetti, enkazdan çıkanlar oldu, evlerini kaybedenler ya da evleri hasar görenler de vardı. Yaşadıkları bunca travmaya ve acıya rağmen Afet Koordinasyon Ağı’nda yer alarak sürekli bilgi akışı ve ihtiyaçların belirlenmesi konusunda destek verdiler.

Depremden doğrudan etkilenen 10 ilin her biri için sorumlular belirledik ve bu sorumlular, illerinde yaklaşık 40 kişilik saha ekiplerini oluşturdu. Operasyon grubumuz, bu ekipler aracılığı ile edindiği bilgilere dayanarak kendi çalışma planını çıkardı. Her il için hangi kurum ve kuruluşun ne yaptığını, sahada nelere ihtiyaç duyulduğunu ve hak ihlallerini gösteren bir haritalama çalışması yaptı. Gerçek ihtiyaçların karşılanabilmesi için merkezden yerele değil, yerelden merkeze bilgi akışı için köprü oluşturduk. Çünkü merkezden yerele yardımlar iletildiğinde ihtiyaç duyulmayan şeyler gönderilebilirken gerçek ihtiyaçların karşılanmayabildiğini ya da ihtiyaç sahiplerine ulaşmadığını gördük.

Yaşanan karmaşa içinde, ihtiyaçlara ve desteklere yönelik aktarılan bilgilerin teyit edilerek buluşturulması konusunda ancak sahadaki örgütlülüğümüzle üstesinden gelebildiğimiz oldukça yoğun bir emek harcadık. Bir taraftan da bu sürece aktif katılan kadınların yaşadıkları ikincil travmaları gözetecek destekleri hayata geçirmeye başladık.

İlerleyen günlerde ortaya çıkan ihtiyaçlar sonucunda çalışma alanımızı 10 ilden daha geniş bir ölçeğe, depremden etkilenenlerin göç etmek durumunda kaldıkları illere de taşıyarak bu illerde gözlemlenen ihtiyaçlara yönelik ekipler oluşturmaya başladık. Bu illerden biri de Ankara’ydı. Bu kapsamda “Deprem Bölgelerinden Ankara’ya Gelenler için Destek Hizmetleri Rehberi” hazırladık. Belirli aralıklarla elimizdeki bilgilerini güncellediğimiz ve doğruladığımız bu rehberde; barınma, gıda-giyim-eşya ve hijyen ürünleri, nakit para, istihdam, psikolojik destek & sağlık, eğitim & burs, çocuklar için hukuki destek ve kayıplara ulaşma başlıklarına yer verdik. Rehberin kamu kurum ve kuruluşları tarafından sağlanan hizmetlerin yanı sıra sivil toplum örgütleri ve özel sektörün sağladığı yardım ve hizmetleri de kapsamasına özen gösterdik.

Her geçen gün yaşanan felaketin yeni bir boyutu ve çarpan etkileri ile karşılaşıyoruz. Hak ihlallerine yönelik, özellikle taciz ve cinsel istismar vakalarına ve mültecilere yönelik artan ırkçı saldırılara karşı önlemler geliştirmeye çalışıyoruz.

İstismar vakalarında kadınları; ulaşabilecekleri, başvurabilecekleri kurumlar konusunda bilgilendirmek amacıyla Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı ile birlikte çeşitli çıkartmalar hazırladık. Bu çıkartmaları, deprem bölgesinde kadınların görebileceği alanlarda yaygınlaştırmaya başladık.

Bir taraftan akut sorunlara ve onların çözümüne odaklanırken bir taraftan da geliştirdiğimiz iş birliklerini mobilize edecek şekilde uzun erimli bir yol haritası oluşturuyoruz. Bu anlamda afetin yaşandığı illerde belediyeler ve yereldeki bileşenimiz kadın örgütleri iş birliğinde “kadın yaşam merkezleri” kurmak için çalışmalarımızı başlattık. Bu merkezlerle depremden etkilenen kadınların, çocukların ve tüm eşit olmayan koşullarda yaşayan grupların; güvenli bir biçimde bir araya gelip hakları konusunda bilgi edinebileceği, ihtiyaca göre ilgili kurum ve kuruluşlara yönlendirilebileceği, çamaşırhane, banyo, mutfak gibi günlük ihtiyaçlara cevap veren alanları ile psiko-sosyal desteğin ve grup çalışmalarının yürütülebileceği, çocuk oyun odalarını içeren sosyalleşme mekanlarının hayata geçirilmesini hedefliyoruz. Bu kapsamda ilk aşamada Adana’da kuracağımız kadın yaşam merkezi için Adana Büyükşehir Belediyesi ile protokol imzalama aşamasındayız.

Ulusal düzeyde yaptığımız çalışmaların yanı sıra uluslararası ağlar da kuruyoruz. 26 Mart 2023 Pazar günü İstanbulelsewhere iş birliğiyle Londra’da Kadın Dayanışma Kermes‘i düzenledik. Buradan elde edilen gelir deprem bölgesindeki kadın ve kız çocuklarının bir kısım ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılacak. Yine Almanya ve İtalya’da da dayanışma kermesleri düzenleyeceğiz.

Bunlara ek olarak, her yıl mart ayında toplanan ve bu sene 7-17 Mart tarihleri arasında New York’ta yapılan KSK 67. Oturumu’na, United Cities and Local Governments (UCLG) uluslararası örgütünün davetlisi olarak Kadın Koalisyonu’nu temsilen katılan Selma Acuner Koalisyon Afet Koordinasyon Ağı’nın yaptığı çalışmaları anlattı.

  • Bu süreçte kadınların ve LGBTİ+’ların karşılaştığı sorunlar nelerdi?

Deprem sonrası yaşanan akut dönemde, bazı bölgelerde yapılan enkaz kaldırma çalışmaları ve yardımlara erişimde yaşanan zorluk ve engeller, birçok kadın ve kız çocuğunun deprem sonrası strese bağlı olarak sürekli regl olması ve hijyen ürünlerine erişememesi, tuvalete erişimde yaşanan sorunlar nedeniyle üreme sağlığı hastalıklarının başlaması, duş ve çamaşır ihtiyaçlarının giderilememesi, barınma ve gıda gibi temel ihtiyaçların karşılanması sürecinde kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik yapılan çeşitli hak ihlalleri, şiddet ve istismarlar afet sürecinde de toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin mevcut olduğunu gösterdi. LGBTİ+’lar toplu yaşam alanlarına ve evlere kabul edilmedi, bu sorunların çözümü için daha fazla çaba harcamak gerekti.

Deprem sonrası göç edilen illerdeki veya deprem bölgesindeki kalabalık olarak sığınılan evlerde  ya da çadırlarda da gözlemlendi ki yemeğin hazırlanması, temizlik işleri, çamaşırların yıkanması gibi işler her zamanki gibi kadınlar tarafından yerine getiriliyor. İlerleyen günlerde evlerini, işlerini, yakınlarını kaybetmiş ve hiç planlamadıkları halde yaşadığı şehirleri değiştirmek zorunda kalmış bu kadınlar, yavaş yavaş sosyalleşme ihtiyaçlarını dile getirmeye başladı. Kurumlarda kalanlar sabahtan akşama kadar hiçbir şey yapmadan oturmaktan sıkıldıklarını belirtirken, evlerde olanlar ise bilmedikleri bir şehirde gelen giden kimseleri olmadığı için sosyalleşme ihtiyaçları olduğunu belirtti.

Çadırkent ve konteynerkentlerde yaşayan kadın ve çocuklar ise kalabalık ve mahremiyetlerinin olmadığı ortamlarda, zor koşullarda oldukları için depresyon belirtileri göstermeye başladı.

  • Kadınlar ve LGBTİ+’lar özelinde uzun vadeli neler talep edilmeli ve nasıl önlemler alınmalı?

Yeniden inşa edilecek kentlerin tasarlanmasında kadın ve kız çocuklarının hakları başta olmak üzere, LGBTİ+’lar ve tüm depremden etkilenenlerin haklarının korunduğu, katılımcı, güvenli ve sağlıklı kentlerin hazırlanması kaçınılmaz. Bu konuda Kadın Koalisyonu olarak siyasi iktidara, kamu kurumlarına ve görevlilere görevlerini hatırlatmak ve bunu izlemek için rapor hazırlığımız ve savunuculuk çalışmalarımız devam etmektedir.

43. Sayıyı Görüntüle >

Yorumları Görüntüle

Yanıtla

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

EN ÇOK OKUNANLAR

Copyright © 2020 Kadının İnsan Hakları. Tüm Hakları saklıdır.
Mor Bülten, Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Derneği'nin süreli yayınıdır. Mor Bülten'de yazar ismi ile yayınlanan yazılardaki görüşler yazara aittir ve bunların derneğimizin görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.

Yukarı