Kadın Hareketinden

İnfaz Yasasının Yürürlüğe Girmesi ile Birlikte, Devlet Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Konusunda Sorumluluklarını Yerine Getirmeli ve Acil Tedbirler Almalıdır!

İnfaz yasasının yürürlüğe girmesinin ardından 156 kadın örgütünün kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda devletin alması gereken tedbirlere yönelik yayınladığı metni aşağıda okuyabilirsiniz.

İnfaz Yasasının Yürürlüğe Girmesi ile Birlikte, Devlet Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Konusunda Sorumluluklarını Yerine Getirmeli ve Acil Tedbirler Almalıdır!

Koronavirüs önlemleri kapsamında evde kalmanın kadınlar, çocuklar ve LGBTİ+’lar için yarattığı şiddet sarmalına bir de İnfaz Yasası ile salıverilen cinsel istismar ve kadına yönelik şiddet failleri eklendi. Devlet, kadına ve çocuğa yönelik şiddetin önlenmesi konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli, başta kadınlar olmak üzere tüm kamuoyunu aldığı tedbirler konusunda acilen bilgilendirmelidir!

Kamuoyunda infaz paketi olarak bilinen “5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 15 Nisan 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. On binlerce siyasi mahpus, gazeteci, öğrenci, avukat, yerel yönetici ve siyasetçi infaz indirimi kapsamı dışında tutularak yalnızca bir kısım mahkûmun tahliye edilmesini sağlayan ve kalıcı ve eşitsiz bir infaz rejimi getiren bu yasa değişikliğinin amacının koronavirüs kapsamında kamu sağlığını korumaktan çok uzak olduğu açıktır. Kadınlar, çocuklar ve dezavantajlı gruplar lehine hiçbir tedbir almadan salt hapishane kapasitelerini azaltmak için yapılan tahliyeler ile kadın ve çocukların can güvenliği hiçe sayılmaktadır.

Kadın örgütlerinin görüşü alınmadan hazırlanan taslak mart ayının ortalarında basına yansımış, cinsel dokunulmazlığa karşı suçların infaz sürelerinde kalıcı indirim yapılması üzerine kadın ve LGBTİ+ örgütleri tasarıya kuvvetle karşı çıkmıştı.[1] Bunun üzerine tasarıda değişikliğe gidilmiş ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar infaz indiriminin kapsamı dışında bırakılarak tasarı Adalet Komisyonu’na gönderilmiştir. Tasarının Adalet Komisyonu’na gönderildiği gün, iktidar “cinsel suçların ve kadına şiddet suçlarının infaz indirimi kapsamında olmadığını” açıklamıştı.[2] Ancak, iktidar tarafından defalarca vurgulanan bu hususun gerçeği çarpıttığı zaman içinde netleşmiştir.

Paket kapsamında, bazı suçların infaz sürelerinde indirime giden kalıcı düzenlemelerin yanı sıra, koronavirüs salgını nedeniyle –siyasi mahkumlar hariç tutularak– mahkumların kapalı cezaevlerinden açık cezaevlerine geçişine ve açık cezaevlerinden de “izin” adı altında tahliyesine imkân veren geçici düzenlemeler de mevcuttur. Her ne kadar kadın örgütlerinin mücadelesi neticesinde cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar bakımından kalıcı bir infaz indirimine gidilmemiş olsa da, iktidar tarafından iddia edilenin aksine, kadına yönelik şiddetin infaz indirimi kapsamında olmadığını söylemek mümkün değildir. Her şeyden önce, Türk Ceza Kanunu’nda  “kadına yönelik şiddet” diye bir suç yoktur. Eğer ifade edilmek istenen fiziksel şiddet kasten yaralama ise, kasten yaralama suçu ve kadınların sıkça maruz bırakıldığı tehdit, hakaret, şantaj suçları kalıcı infaz indirimi kapsamındadır. Bu nedenle, kadına yönelik şiddet suçunun infaz indirimi kapsamında olmadığı söylemi gerçeği yansıtmamaktadır.

Koronavirüs salgını nedeniyle getirildiği ifade edilen ve af sonucunu doğurma tehlikesi olan geçici düzenlemeler çok daha kaygı vericidir. Değişiklikler uyarınca, halihazırda cezalarını açık cezaevlerinde çekmekte olan siyasi hükümlüler hariç tüm mahkumlar 31 Mayıs 2020’ye kadar izinli sayılacak, bu izin gerekli olması halinde 31 Kasım 2020’ye kadar uzatılabilecektir. Bir başka deyişle, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, kadına yönelik fiziksel şiddet, kadın cinayetleri ya da cinayete teşebbüsten hüküm giymiş olanlar da dahil olmak üzere halihazırda açık cezaevinde olan tüm mahkumlar salıverilecektir. Tasarıya Komisyon aşamasında eklenen bir madde ile açık cezaevinden salınması planlanan hükümlülerin sayısını artırmak için, halihazırda kapalı cezaevlerinde cezalarını çekmekte olan hükümlülerin de açık cezaevlerine geçiş süresi oldukça azaltılmıştır. Buna göre yalnızca birkaç ay kapalı cezaevinde kalmış olan bir hükümlü, getirilen kalıcı infaz indirim sürelerinden de yararlanarak, doğrudan dışarı çıkabilir hale gelmektedir. Her ne kadar, bu salıvermeler bir “izin” şeklinde düzenlenmişse de, izinden dönmemenin bir cezai yaptırımının olmadığı ve  “iznin” 7 ay gibi uzun bir süre boyunca uzatılabileceği göz önüne alındığında bunun tümden bir salıvermeye dönüşme riski bulunmaktadır.

Koronavirüs nedeniyle “izin” adı altında cinsel saldırı, çocuğun cinsel istismarı ve kadına yönelik şiddet suçlarının faili olan binlerce erkeğin, şiddete maruz kalan kadın, çocuklar ve cinsiyet kimliği ve yönelimi nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakılan gruplar açısından hiçbir önleyici koruyucu tedbir alınmadan dışarıya salınması, faillerin kadın ve çocuklara musallat olması, kadın ve çocuklar başta olmak üzere tüm dezavantajlı grupların hayatlarının tehlikeye girmesi anlamına gelmektedir.

Yapılan çalışmalar kadınların en çok ev içinde şiddet gördüklerini ortaya koymaktadır. Salgın sebebiyle evde kalınan günlerde şiddete maruz bırakılan kadın, çocuk ve tüm dezavantajlı gruplar için evde 7/24 faillerle birlikte olmak, şiddet riskini arttırmaktadır. Dahası, 30 Mart 2020 tarihinde yayınlanan HSK kararıyla, hakimlere “6284 Sayılı Kanun kapsamında verilen tedbir kararlarının yükümlülerin koronavirüs kapsamında sağlığını tehdit etmeyecek şekilde değerlendirilmesi” talimatı verilmiştir. Bu talimat, şiddet uygulayan faillere hakkında evden uzaklaştırma kararı verilmemesi ya da kadınların sığınaklara yerleştirilmemesi riskini doğurmaktadır.

Karantina günlerinde kadınların başvurabilecekleri mekanizmaların sınırlandırılmasıyla kadınların ev içi şiddetten uzaklaşmasının zorlaştırıldığı ve cezaevlerinden binlerce şiddet ve istismar failinin tahliye edileceği koşullar altında, devletin hala kadınlar ve çocukların korunması için alması gereken önlemlere ilişkin acil eylem planının bulunmaması karşısında olağanüstü kaygılıyız. Tüm bu riskler ortadayken, hiçbir sistematik koruma planı oluşturulmadan binlerce şiddet failinin salıverileceği bir dönemde kadınların koruma tedbirlerinin de ellerinden alınması, kadınların can güvenliğini hiçe saymak anlamına gelmektedir.

Tüm bu gelişmeler çerçevesinde, aşağıda imzası bulunan örgütler olarak, Devletin kadına ve çocuğa yönelik şiddetin önlenmesi konusunda yükümlülüğü olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, salgının yarattığı özellikli durumları da göz önüne alarak, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı başta olmak üzere tüm ilgili kurum ve kuruluşları, kadına yönelik şiddetle ilgili aşağıdaki acil eylem planını oluşturmaya ve ivedilikle aşağıdaki tedbirleri almaya çağırıyoruz:

  • İnfaz yasası ile salıverilecek kadına yönelik şiddet ve cinsel istismar failleri konusunda İstanbul Sözleşmesi’nin 56. Maddesi uyarınca kadınların ve toplumsal cinsiyet temelli şiddete maruz bırakılan tüm diğer bireylerin bilgilendirilmesi yükümlülüğü polis, jandarma, bekçi muhtar vb. her türlü yolla yerine getirilmeli, güvenlik riski bildiren kadınlar yasal hakları konusunda bilgilendirilmeli, ihtiyaç duydukları desteklere acilen ulaştırılmalıdır.
  • İnfaz yasası ile salıverilecek kadına yönelik şiddet ve cinsel istismar faillerinin sistematik olarak etkin bir şekilde takibi yapılmalı, koronavirüs nedeniyle faillere verilen “iznin” bir “tahliye” anlamına gelmemesi için fail üzerinde denetim tedbirleri uygulanmalıdır.
  • Tarafı olduğu İstanbul Sözleşmesi uyarınca, Devlet, her türlü olağanüstü halde dahi kadına yönelik şiddetle mücadelede pozitif yükümlülük sahibidir. 6284 sayılı Kanun, hiçbir ihmale veya keyfiyete yer bırakmaksızın, salgın süresince de kadın ve çocuklar öncelik alınarak ivedi ve etkin bir şekilde uygulanmalıdır. Tedbir kararları, salgının yarattığı özel koşullar dikkate alınarak kadınların ve çocukların korunması yükümlülüğüne uygun bir şekilde verilmeli, tedbir kararlarını yerine getirmeyenler hakkında cezai işlem uygulanmalıdır.
  • Salgın döneminde kadın ve çocuklar başta olmak üzere tüm dezavantajlı grupların şiddet görme tehlikesinin önlenmesi ve şiddetten uzaklaşabilmeleri için vakit kaybetmeden bir Acil Eylem Planı açıklanmalı ve bu bilgilere erişimin kolayca sağlanması için kamu spotu aracılığıyla bilgilendirme yapılmalıdır.
  • Salgın döneminde sığınak ve acil barınma ihtiyaçlarının karşılanabilmesi amacıyla sığınak olarak kullanılabilecek mekân ve alanların sayısı ve kapasitesi acilen artırılmalı, sığınaklarda gerekli sağlık tedbirleri en sıkı şekilde uygulanmalıdır.
  • Salgın koşullarında kadınların hastane ve karakollara erişmekte yaşadığı güçlük ve kaygılar göz önüne alındığında, Devletin İstanbul Sözleşmesi’nin 25. Maddesi gereğince oluşturmakla yükümlü olduğu cinsel şiddet kriz merkezleri önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede, cinsel şiddet kriz merkezlerinin kurulması için gerekli adımlar ivedilikle atılmalıdır.
  • Alo 183 veya kadına yönelik şiddet için acilen kurulacak başka bir hat, sadece toplumsal cinsiyet temelli şiddet özelinde 7/24 erişilebilir ve çok dilli bir Acil Yardım Hattı olarak çalışmalı, kadınlara sosyal, psikolojik ve hukuki destek verilmesi sağlanmalıdır.

İmzacılar:

  1. 17 Mayıs Derneği
  2. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi
  3. 78’liler Girişiminden Kadınlar
  4. Adalar Vakfı Kadın Çalışma Grubu
  5. Adana Kadın Dayanışma Merkezi ve Sığınma Evi Derneği (AKDAM)
  6. Adana Kadın Platformu
  7. Amazon Kadın ve Yaşam Derneği
  8. Anadolu İş Kadınları Derneği (AİKAD)
  9. Anka Üreten Kadın Derneği
  10. Antakya Kadın Dayanışması
  11. Antalya Feminist Kolektif
  12. Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği
  13. Avrupa Kadın Lobisi – Türkiye Koordinasyonu
  14. Aydın Kadın Efeler Derneği
  15. Ayvalık Kadın İnisiyatifi
  16. Bağımsız Kadın Derneği
  17. Başlangıç Kadın Meclisi
  18. Bir Kadın Bir Hayat Derneği
  19. Biz Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Araştırmaları Derneği
  20. Bodrum Kadın Dayanışma Derneği
  21. Buca Kadın Platformu
  22. Bursa Kadın Platformu
  23. Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği
  24. Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği
  25. Çanakkale Elder
  26. Çanakkale Kadın Dayanışma
  27. Çanakkale LGBTİ+ İnisiyatifi
  28. Çekmeköy Kadın Meclisi
  29. Çekmeköy Kadın Platformu
  30. Çeşme Kadın Girişimi ve Üretim Kooperatifi (ÇEŞKA)
  31. Çiğli Evka-2 Kadın Kültür Derneği (Çekev)
  32. Demir Leblebi Kadın Derneği
  33. Demokratik Alevi Dernekleri Kadın Meclisi
  34. Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği
  35. Denizli Kadın Platformu
  36. DİSK Birleşik Metal Sendikası Kadın Komisyonu
  37. DİSK Kadın Komisyonu
  38. Diyarbakır Dicle Amed Kadın Platformu
  39. Edirne Kadın Merkezi Danışma Merkezi (EKAMEDER)
  40. Edirne Kadın Platformu
  41. Edirne Kent Konseyi Kadın Meclisi
  42. Ege Kadın Buluşması Platformu
  43. Eğitim-senli Kadınlar
  44. Ekmek ve Gül
  45. erktolia
  46. Erzincan Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği
  47. Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği
  48. EŞİTİZ – Eşitlik İzleme Kadın Grubu
  49. EVKAD/Adana
  50. FeminAmfi
  51. Fethiye Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği
  52. Filmmor
  53. Gaziantep ZeugMADİ LGBTİ+
  54. Genç Yeşiller Kadınları
  55. Giresun Kadın Platformu
  56. Güç-Kat Dezavantajlı Kadınlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği
  57. Gül Suyu Gülensu Kadın Dayanışma Evi Derneği
  58. Günebakan Kadın Derneği
  59. Halkevci Kadınlar
  60. Hatay Kadınlar Birlikte Güçlü
  61. Havle Kadın Derneği
  62. İHD Ankara Şubesi Kadın Komisyonu
  63. İHD İstanbul Kadın Komisyonu
  64. İlerici Kadınlar Meclisi
  65. İmece Ev İşçileri Sendikası
  66. İstanbul Feminist Enstitü
  67. İzmir Amargi
  68. İzmir Kadın Dayanışma Derneği
  69. İzmir Kadın Dünyası Derneği
  70. İzmir Kadın Platformu
  71. Kadıköy Kent Konseyi Kadın Meclisi
  72. Kadıköy Kent Konseyi LGBTİ+ Meclisi
  73. Kadın Adayları Destekleme Derneği (Ka.Der)
  74. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu
  75. Kadın Çalışmaları Derneği
  76. Kadın Dayanışma Vakfı
  77. Kadın Eğitim ve İstihdam Derneği (KEİD)
  78. Kadın Emeği Kolektifi
  79. Kadın Erkek Birlikte Sosyal Eşitlik Derneği (KEBSED)
  80. Kadın Haklarını Koruma Derneği
  81. Kadın Koalisyonu – Uluslararası Çalışma Grubu
  82. Kadın Meclisleri
  83. Kadın Mühendisler, Mimarlar, Şehir Plancılar Grubu
  84. Kadın Savunma Ağı
  85. Kadın Yazarlar Derneği
  86. Kadınca Yaşam Derneği
  87. Kadının İnsan Hakları – Yeni Çözümler Derneği
  88. Kadınlar Birlikte Güçlü – İstanbul
  89. Kadınlar Birlikte Güçlü – İzmir
  90. Kadınların Gücü Kültür Eğitim Dayanışma ve Yardım Sevenler Derneği (KADGÜÇ)
  91. Kadınların Kurtuluşu
  92. Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV)
  93. Kahdem – Kadınlara Hukuki Destek Merkezi
  94. Kamer Vakfı
  95. Kampüs Cadıları
  96. Kampüssüzler’den Kadınlar
  97. Kaos GL
  98. Kapatılan VAKAD Aktivistleri
  99. Karabağlar Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi
  100. Karadeniz Kadın Dayanışma Derneği
  101. Karya Kadın Derneği
  102. Kayseri Kadın Dayanışma Derneği
  103. KAZETE – Bağımsız Kadın Gazetesi
  104. KESK Kadın Meclisi
  105. Kırkyama Kadın Dayanışması
  106. Kırmızı Biber Derneği
  107. Koza Kadın Derneği
  108. Körfez Bağımsız Kadın Dayanışması
  109. Kuir Eskişehir Lgbti Topluluğu
  110. Lotus Kadın Yaşam ve Dayanışma Derneği
  111. Maltepeli Kadınlar
  112. Mardin Şahmaran Kadın Platformu
  113. Mersin Kadın Platformu
  114. Mezopotamya Kadın Kooperatifi
  115. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
  116. Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği
  117. Mor Sarmaşık
  118. Muğla Emek Benim Kadın Derneği
  119. Ordu Kadını Güçlendirme Derneği
  120. Özgür Genç Kadın
  121. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Kadın Komisyonu
  122. Samandağ Kadın Dayanışma Derneği
  123. Samsun Kadın Dayanışması
  124. Sancaktepe Yerel Demokrasi Kadın Meclisi
  125. Sasalı Sosyal Dayanışma ve Geliştirme Derneği’nden Kadınlar
  126. Seyhan Kadın Çocuk Dayanışma Eğitim ve Kültür Derneği (SEKAD)
  127. Sınır Tanımayan Kadınlar
  128. Sosyal Dayanışma Ağı – SODA
  129. Sosyalist Kadın Meclisleri
  130. Söke Kadın Sığınma Danışma ve Dayanışma Derneği
  131. Sultangazi Kadın Dayanışma
  132. Şiddetsizlik Eğitim ve Araştırma Derneği Kadınları
  133. Tarsus Kadın Platformu
  134. TMMOB İstanbul İKK Kadın Komisyonu
  135. Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) Kadın Komisyonu
  136. Trabzon Kadın Gelişim ve İletişim Derneği
  137. Türk Kadınlar Birliği ve 80 Şubesi
  138. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu
  139. Türk Tabipler Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu
  140. Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği
  141. Uçan Süpürge Vakfı
  142. Urla Kadın Dayanışma Derneği
  143. Üniversiteli Kadın Kolektifi
  144. Van Ahtamar Kadın Platformu
  145. Van Barosu Kadın Hakları Komisyonu
  146. Türkiye Yunanistan Kadınları Barış Girişimi WINPEACE
  147. Yaşam Evi Kadın Dayanışma Derneği
  148. Yaşam Kadın Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi (YAKA-KOOP)
  149. Yaşam Kadın Merkezi
  150. Yaşamda Kadın ve Sanat Derneği
  151. Yeni Demokrat Kadın
  152. Yeni Yaşam Derneği’nden Kadınlar
  153. Yeniyol’dan Kadınlar
  154. Yeşil Feministler
  155. Yoğurtçu Kadın Forumu
  156. Zonguldak Kadın Platformu

[1]  https://www.evrensel.net/haber/400360/kadin-orgutleri-istismarin-ve-siddetin-onunu-acacak-bir-tasariyi-kabul-etmiyoruz

[2]  https://www.hurriyet.com.tr/galeri-ceza-infaz-indiriminde-son-durum-ne-41482340

 

35. Sayıyı Görüntüle >

Yorumları Görüntüle

Yanıtla

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

EN ÇOK OKUNANLAR

Copyright © 2020 Kadının İnsan Hakları. Tüm Hakları saklıdır.
Mor Bülten, Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Derneği'nin süreli yayınıdır. Mor Bülten'de yazar ismi ile yayınlanan yazılardaki görüşler yazara aittir ve bunların derneğimizin görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.

Yukarı