Çoğunuzun bildiği gibi Türkiye’de iktidar ortakları ile onları destekleyen çeşitli çevrelerin, kadınların kazanılmış haklarını geri alma ve yok etmeye yönelik saldırıları artıyor. Son olarak 20 Mart tarihinde, 10 sene önce İstanbul’da imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı geri çekme girişimi bu saldırıların ne kadar ciddi bir boyuta geldiğini gösterdi. Uzun yıllara dayanan mücadele ile kazandığımız yasal haklarımıza sahip çıkma konusunda özellikle 2015 yılından bu yana süren bu süreçte en büyük kayıp Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden imzasını geri çekmesi oldu diyebiliriz çünkü sözleşme her ne kadar Avrupa Konseyi’nin hazırladığı ve imzaya açtığı bir sözleşme, yani bölgesel bir sözleşme olarak tanımlanabilecekse de esasen küresel feminist hareketlerin birikim ve başarısını ifade ediyor. Taraf olan tüm devletlere; sadece kadınlara yönelik değil aynı zamanda ev içinde ve dışında toplumsal cinsiyet temelli her türden şiddete karşı önleyici ve koruyucu tedbirler alma, gerektiğinde adli kovuşturma yoluyla caydırıcı olma ve şiddet ve ayrımcılığı bitirecek politikalar oluşturma ve uygulama konularında görev yüklüyor. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada artan eşitlik karşıtı ve ayrımcı bazı hareket ve eğilimler giderek güçlenirken Müslüman çoğunluklu, benzeri diğer ülkelere göre daha eşitlikçi ve seküler bir yasal mevzuata sahip Türkiye gibi bir ülkenin sözleşmeden çıkması; küresel eşitlik fikrini ve elde ettiğimiz haklarımızı tehdit eden ve geriye götüren bir işaret niteliğinde.
Bu fesih girişimi ile birlikte 6284’ten TCK 103’e, nafaka hakkından zina konusundaki düzenlemelere kadar şiddet ve eşitsizlik karşısındaki kazanımlarımıza arka arkaya gelen bu saldırılar, önümüzdeki dönemde de yoğunlaşacak gibi görünüyor. Buna karşılık olarak kadın hareketleri, LGBTİ+ hareketleri, tek tek kadınlar ve toplumun eşitlik isteyen tüm kesimleri bu konuda taviz vermeme noktasında mücadelelerini yükseltiyorlar. Türkiye kadın hareketi ortak sorunlar için ortak eylemlilikleri oluşturabilmiş, son 30 yılda pek çok başarıya imza atmış kapasite ve yeterlilikte güçlü bir hareket ve bu konuda da mücadele etmeye devam ediyor.
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), Türkiye kadın hareketinin 1990’lardan bu yana ortak sorunlar için ortak çözümler bulmak amacıyla oluşturduğu platform tipi örgütlenmelerden biri olarak Temmuz 2020’de oluştu. Önceki örgütlenme yöntemlerinin bir devamı olan EŞİK, özellikle Covid-19 salgını öncesi başlayan ancak salgın döneminde daha da artan, kadınların kazanılmış haklarına saldırılara karşı önemli mücadele platformlarından biri haline geldi ve halihazırda İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme girişimine karşı tüm bileşen ve destekleyici örgütler ile birlikte aralıksız bir şekilde çalışmalarına devam ediyor. Daha detaylı bilgi için Mor Bülten’in bir önceki sayısında yayınlanan şu yazımıza bakabilirsiniz.[1]
Konu bazlı çalışma grupları oluşturarak ve aynı zamanda internet ortamında haftalık toplantılar yaparak çalışan EŞİK pek çok il merkezi ve ilçedeki kadın örgütlenmeleri ile birlikte hareket ediyor. Aynı zamanda sendikalar ve meslek odalarının kadın birimleri ile sözümüzü ortaklaştırmak konusunda çalışmalarına devam ediyor. Son aylarda EŞİK’in yürüttüğü çalışmaları kısaca şöyle özetleyebiliriz:
- “İstanbul Sözleşmesi’ne Yönelik Saldırılara Karşı Feminist Buluşma” başlığıyla 15 Ekim 2020’de uluslararası bir buluşma düzenledi. Çevrimiçi düzenlenen toplantıya 15 farklı ülkeden (Türkiye, Polonya, Macaristan, Hırvatistan, Bulgaristan, Finlandiya, Estonya, Slovakya, Gürcistan, Almanya, Avusturya, İngiltere, İspanya, ABD ve Kanada) 170 kadın katıldı.[2]
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü kapsamında 25 Kasım günü Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) üyelerinin katılımıyla “Kadına Karşı Şiddetle Mücadelede İstanbul Sözleşmesi’nin Önemi” konulu uluslararası çevrimiçi bir toplantı düzenledi. Toplantıya CHP, HDP ve İyi Parti’den milletvekillerinin yanı sıra Türkiye’den ve çeşitli ülkelerden toplam 200’e yakın kadın aktivist ve siyasetçi katıldı.[3]
- Mimar Kerem Türker Vakfı’nın kurucularından Lale Dikmen Türker adına verilen ödülün ilki, EŞİK’e verildi. Vakıf tarafından kadının toplumdaki yeri, cinsiyet ayrımcılığı, kadın hakları konularında verilmeye başlanan ödüle, kadınların eşit ve özgür yaşam hakkına ve kazanımlarına yönelik olumsuz yaklaşımlara ve cinsiyete dayalı ayrımcılığa karşı oluşturduğu dirençli ve sağlam güç birliği nedeniyle EŞİK layık görüldü.[4]
- “Korkudan ve Şiddetten Uzak Güvenli Bir Hayat” başlıklı “Kadına karşı şiddetin önlenmesi ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için görevinizi yapın, sizin göreviniz değilse, görevlilerden talep edin!” talebini içeren 12 Adım Metni’ni yayınladı.[5]
- Geçtiğimiz Aralık ayının sonunda tek bir günde basına yansıyan 4 kadının öldürülmesinin ardından kadınlara yönelik şiddetin artık bir cinskırım noktasına geldiği gerçeğinden hareketle EŞİK Platformu Meclis Göreve / Herkes Göreve başlıklı etkili bir kampanya yürüttü ve aynı zamanda TBMM’nin bu konuda ne yaptığına ya da yapmadığına ilişkin izleme çalışmaları yaparak raporlar yayınladı. Şu ana kadar yayınlanan 7 izleme raporunun ilkinde, TBMM genel kurulunda kadın haklarıyla ilgili sadece 57 saniye konuşulduğu tespit edildi.[6] Ayrıca kadın cinayetlerinin artık bir cinskırım boyutuna ulaştığına ilişkin basın bülteni yayınlandı.[7]
- Geçtiğimiz 8 Mart’ta Türkiye’nin her yerinden kadınlar ve kadın örgütleri muhteşem bir örgütlülükle hareket ettiler ve kazanılmış haklarının geri alınmasına izin vermeyeceklerini kitlesel olarak gösterdiler. EŞİK de salgından dolayı bu eylemlere katılamayan kadınlar için pek çok ildeki eylemlerin takip edildiği bir program gerçekleştirdi. Bu programda 30’dan fazla il ve ilçeden, başta feminist gece yürüyüşleri olmak üzere çeşitli etkinliklerdeki kadınlar ile canlı yayın bağlantıları kuruldu. Ayrıca “Bütün Kadınlar Emekçidir” başlıklı bir panelin olduğu 3 ayrı panel gerçekleştirildi.[8]
- Meclisi ve milletvekillerini bu tehlikeli gidişata karşı göreve çağıran kampanyamızı, özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış girişimi sonrasında il bazında daha etkin bir şekilde yürütme çalışmalarına başlandı. Bu çalışmada, tüm vekillerin tek tek her birinin Bölgesel Çalışma Grupları ve illerde bir araya gelen kadınların ortak çalışması ile izlenmesi, bu izlemelerin raporlanması ve aylık karnelerin çıkarılması amaçlanıyor.
- EŞİK sözleşme konusunda Avrupa Konseyi[9] ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi[10] nezdindeki girişimlerine ve sözleşmeden çıkma kararının hukuken geçerli olmadığını, yani yok hükmünde olduğuna ilişkin savunuculuk yapmaya devam ediyor.
- 9 Mart 2021 tarihinde “Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi” amacıyla TBMM’de yeni bir araştırması komisyonu kurulmuştu. EŞİK, Nisan sonunda ilk toplantısını ve iş bölümünü yapan komisyonun çalışmalarını izleyerek komisyondaki görev paylaşımının bilgi ve deneyime dayalı liyakat kriterleri çerçevesinde yapılmasını önerdi. Komisyon üyesi vekiller ile toplantı ve görüşmelere devam ediliyor.
EŞİK, şu anda çeşitli kampanyalar yürütmeye Türkiye’nin pek çok yerinden kadın örgütünün katılımıyla devam ediyor. O yüzden tüm kadın örgütlerini, hak temelli çalışan STK’ları ve tek tek tüm kadınları çalışmalarımıza ve kampanyalarımıza destek olmaya davet ediyor ve emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.
Facebook: /esitlikicinkadinplatformu
Twitter: @esik_platform
Instagram: @esik_platform
Youtube: /esitlikicinkadinplatformu
[1] https://morbulten.kadinininsanhaklari.org/esitlik-icin-kadin-platformu-esik/
[2] https://esikplatform.net/uluslararasi-feminist-bulusma-15-10-2020/
[3] https://esikplatform.net/akpm-esik-bulusmasi-gerceklesti/
[4] https://esikplatform.net/lale-dikmen-turker-odulu/
[5] https://esikplatform.net/12-adim/
[6] Bu raporlara şu linkten ulaşılabilir: https://esikplatform.net/tbmm-esitlik-izleme/
[7] https://esikplatform.net/herkes-goreve/ ve https://esikplatform.net/sistematik-siddet-iskencedir/
[8] https://esikplatform.net/8-mart-2021-basin-aciklamasi/
[9] EŞİK’in Avrupa Konseyine gönderdiği mektup şu linkte: https://esikplatform.net/urgent-appeal-regarding-the-istanbul-convention/
[10] https://www.dw.com/tr/akpmden-istanbul-sözleşmesi-adımı/a-57279221